Küresel Amaçlar’a Ulaşmada Özel Sektör Bakış Açısı Ne Olmalı? II
Planlama aşamasında, her bir kurumun SKA’lar etrafındaki etkisini analiz etmesi, yani SKA’ların gerçekleştiği durum ve mevcut durum arasında nasıl bir fark var diye bakması gerekir. Bu noktada önceliklendirme ortaya çıkacaktır.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) gezegenin sorunlarına yönelik önemli başlıklar. İklim değişikliğinin artan enerji ihtiyacı ve geleneksel fosil kaynak bağımlılığına karşın 1,5 derece ısınma senaryosu içerisinde kalabilmesi, hâlâ var olan açlık ve fakirliğin artan nüfus ve doğal kaynak kısıtları içerisinde ortadan kaldırılması, fırsat eşitliğinin ve kaliteli eğitimin her insan için sağlanması, üretim ve tüketimin çevre ve toplum dengesini gözeterek “sorumlu” hale gelmesi, şehirlerin ve altyapıların yaşanabilir alanlar sunabilmesi karmaşık konulardır. Bilinen iş yapış yöntemleri ve teknolojiler, çözümlerin oluşması için yeterli değil.
Bu amaçlara ulaşılması, özel sektörün yaratıcı bakış açısına ihtiyaç duyuyor. Fırsatları görmek ve buna yönelik çözüm, teknoloji üretmeye odaklı olmak gerekli. Dolayısıyla SKA’lara ulaşmak, özel sektörün buna yönelik çalışma istekliliği ve ortaya çıkardıkları ile doğru orantılı.
Özel Sektör İçin SKA’lar Neden Önemli? Fırsat Ne?
Birleşmiş Milletler (BM) inisiyatifi olan Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UN SDSN) ve paydaşı Bertelsmann Stiftung tarafından 2016’dan beri düzenli olarak 2030 BM SKA’lardaki gelişmeyi takip eden raporların üçüncüsü Temmuz 2019’da yayınlanmıştı. “Küresel Sorumluluklar-Hedeflerin Uygulanması” başlığı ile yayınlanan rapor, 2018 değerlendirmesiyle hiçbir ülkenin hedefleri gerçekleştirme yolunda yeterli bir gelişme göstermediğini ortaya koyuyordu.
Kasım 2019’da UN SDSN ve IEEP (Institute for European Environmental Policy – Avrupa Çevre Politikaları Enstitüsü) tarafından Avrupa Birliği’nin SKA’lar konusundaki ilerlemesine yönelik hazırlanan rapor da hiçbir ülkenin henüz hedefine ulaşma noktasında olmadığını belirtiyor. İlk defa bağımsız olarak hazırlandığı söylenen raporda, olumlu tarafta, Avrupa Birliği yapısında SKA’lara yönelik yapıların kurulmuş olduğuna; bütçe, yatırım stratejisi, yönetim yapısı ve çerçevelerin oluşturulduğuna değiniliyor.
İlgili rapor makro seviyede ülkeler için tavsiyeler içermekle birlikte, Avrupa’nın “Yeşil Düzeni” ile SKA’ların uygulanmasına yönelik özel sektör için önemi olacak fırsatlara dikkat çekiyor.
Yeşil Düzen Nedir?
COP25 sırasında, 2050 yılı için karbon nötralitesi hedefleyerek umut veren ve örnek olan, sürdürülebilir kalkınma yolunda bir geçişin nasıl olması gerektiğini ifade eden “Avrupa Yeşil Düzeni” açıklandı. Planda ana hatları ile belirtilenlerin önemli bir kısmı özel sektörün katkısına dayalı konular: “Ulaştırmadan vergilendirmeye, gıdadan tarıma, sanayiden altyapıya tüm politikalarımıza yeşil bakış açısı yansıtılacak. Yeşil Düzen ile temiz enerjiye yatırım yapmak ve karbon ticaretini artırmak istiyoruz fakat aynı zamanda döngüsel ekonomiyi hızlandıracak ve Avrupa’nın biyoçeşitliliğini koruyacağız.”
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “Bu Avrupa’nın Ay’a ayak bastığı andır” açıklamasıyla duyurduğu plan, Avrupa Birliği’nin sera gazı emisyonlarının 2030 yılında 1990’a göre %50-55 oranında düşürülmesini hedefliyor. Bunun sadece emisyonlarla mücadele için değil aynı zamanda yeşil işlere dönüşüm ve inovasyonu ilerletmek için de önemli olduğunu söyleyen Başkan, Avrupa’nın sürdürülebilir büyüme ve istihdam patikasına geçmek için bunun gerekli bir adım olduğunu belirtiyor.
Özel sektör için bu çağrı, dikkat çekici yeni fırsat alanları içeriyor. Benzer fayda, 2017 yılında yayınlanan “Better Business Better World” raporuyla da tanımlanmış ve sürdürülebilirlik ekonomisinin 2030’a kadar 12 trilyon dolarlık yeni iş hacmi ve 380 milyon istihdam yaratacağını (enerji verimliliği ve temiz enerji, mobil çözümler, yeni sağlık alanları, döngüsel ekonomi, uygun maliyetli yaşam alanları) ifade edilmişti.
Özel Sektör SKA’larda Nerede? Fırsatı Nasıl Kullanıyor?
COP25’te umut veren, aralarında The Body Shop, Allbirds, Ecoalf gibi 500 B-Corp şirketlerinin sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar sıfırlayacaklarını açıklaması oldu.
Peki diğerler şirketler ne durumda? Aradan geçen dört seneye rağmen, SKA’ları özel sektör tarafından bir iletişim aracı olmanın ötesine geçememiş durumdalar.
Ethical Corporation’ın Haziran’da yenisini çıkardığı ve 1000 üzerinde büyük kurum temsilcisi ile hazırladığı “The Responsible Business Trends Report, 2019” raporunda sonuçlar endişe verici. İklim krizi etrafında acilen yapılması gerekenlere karşın 2019’da sadece şirketlerin %62’si SKA’lara yönelik performanslarını ölçtüğünü söylüyor. Bu oran 2018’deki %58’den sadece 4 puan ilerlemiş.
Bu sonuçlar Oxfam’ın Eylül 2018’deki “Walking the Talk” raporu ile benzerlik gösteriyor.
Ethical Corporation raporunda SKA’ların iş dünyasında yaygınlığının coğrafi olarak farklılık gösterebildiği yönünde. Burada dünya üzerindeki işlerde en çok SKA 13 (İklim Eylemi), SKA 12 (Sorumlu Tüketim ve Üretim) ve SKA 3 (Sağlıklı Bireyler) ile birlikte Avrupa coğrafyasında SKA 8 (İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme) ve SKH 9 (Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı) olmuş. Türkiye’nin de bu çizgide bir sonucu olduğunu tahmin ediyoruz.
SKA’lar özel sektör sürdürülebilirlik raporlarına dahil edilse de stratejik söylemlerde yeterince yer alabilmiş değil. PwC’nin “SDG Reporting Challenge/2018” isimli 729 büyük şirket ile yaptığı araştırmada, şirketlerin %72’sinin sürdürülebilirlik raporunda SKA’lar yer alsa da, kurum CEO’larının veya yönetim kurulu beyanlarının sadece %19’unda bu amaçların kapsandığı ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre özel sektörde en fazla ele alınan amaçlar SKA 8 (İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme), SKA 13 (İklim Eylemi) ve SKA 12 (Sorumlu Tüketim ve Üretim) olurken; en az ele alınanlar ise SKA 1 (Yoksulluğa Son), SKA 2 (Açlığa Son) ve SKA 14 (Sudaki Yaşam) olmuş.
Ne Yapılmalı?
Amaçların neye yönelik olduğunu anlayın: SKA’ların hangi amaca yönelik olduğu, sadece 17 amaç üzerinden değil, aynı zamanda uygulamaya yönelik 244 alt gösterge üzerinden de okunmalıdır. Bu sayede, makro seviyede ve devletler için tasarlanmış görüntüsüne rağmen, SKA’ların özel sektör adına da birer kalkınma aracı olduğu görülecektir.
İş dünyası için yukarıda belirtilen bazı amaçlar daha popüler, bazıları daha az popüler olsa da bu noktada dikkat edilmesi gereken, esasında bu amaçların hepsinin birlikte düşünülmesi gerekliliğidir. Örneğin “Sorumlu Tüketim ve Üretim” yapmaya odaklanırken, yoksulların içinde yer almadığı bir piyasa tanımı veya sudaki yaşamı gözetmeyen bir üretim şekli düşünemezsiniz. İşte bu yüzden tüm hedefler ve alt seviye göstergeleri birlikte okunmalıdır.
Uzun dönemi planlayın: Özel sektörün “sorumlu işletme” olma bilinciyle -ki sürdürülebilir olmaları için tek yol budur- SKA’ları gerçekleştirme konusunda daha niyetli ve planlı olmaları gerekli. Amaçlar, özellikle iklim etrafındaki gündem oldukça zorlayıcı. Bunu stratejik planlarına dahil etmeden yönetmek, kısa ve orta vade öncelikleri etrafında kalmak ve uzun döneme yeterince odaklanamamak durumu yaratabilir.
Bununla birlikte 17 amaç ve 244 göstergeye eşit derecede hizmet etmek de gerçekçi ve gerekli değil. Planlama aşamasında, her bir kurumun SKA’lar etrafındaki etkisini analiz etmesi, yani SKA’ların gerçekleştiği durum ve mevcut durum arasında nasıl bir fark var diye bakması gerekir. Bu noktada önceliklendirme ortaya çıkacaktır.
Ayrıca, yukarıda bahsedilen fırsatlara yönelik bir iş vakası oluşturulmalıdır. Özel sektörü devlet ve diğer kurumlardan ayıran özelliği, finansal fayda yaratmaya odaklı olmasıdır. SKA’ların ne katacağı tanımlı olur ise uygulama için bir motivasyon oluşacaktır.
İyi bir plan aynı zamanda, mevcut stratejiler ile SKA’ların nasıl örtüştürüleceğini ve aksiyon planını da içermelidir. Uygulamayı desteklemek için, sürdürülebilirlik çerçevelerinden faydalanılmalıdır. Geleneksel iş yapış çerçeveleri SKA’lar için gereken bakış açısını anlamında yeterli değildir!
Sorumluluk alın: Nasıl bir ilerleme sağlandığının mutlaka ölçülmesi ve raporlanması gerekir. Yönetim sistemleri içerisinde gelişme değerlendirilmeli ve uygulama gözden geçirilmelidir. Burada ayrıştırıcı özellik, sorumluluğun hissedarlara değil, tüm paydaşlara yönelik olmasıdır. İç ve dış iletişimin bu duyarlılık ve şeffaflık ile yapılması gerekir.
SKA’lar sadece devletler için değil özel sektör için de önemli sorumluklar taşıyor. İş planlarına dahil edilmeleri, stratejik öncelikler arasında yönetilmeleri gerekiyor. Ötesinde, bu yaklaşım sadece gezegeni korumayacak, aynı zamanda özel sektör adına “iyi işler” yapma yolunda yeni fırsatlar yaratacaktır.
Zaman dar, yapılacak çok iş var…