Kışların Sonu
İstanbul’da Aralık-Ocak-Şubat-Mart aylarının ortalama sıcaklığı 7 derecedir (Günlerin ortalama sıcaklıklarının ortalaması). Buna karşılık Kasım ayı 12, Nisan ayı da 11 derecedir. Ülkemizde iklim değişikliğinin böyle devam edeceğini düşünecek olursak yüzyılın sonunda ortalama sıcaklıklar en az 5-6 derece artacak. Yani, kış aylarının ortalama sıcaklığı 7 dereceden 12-13 dereceye çıkacak. Bu da kışın ortalama sıcaklıkların bugünkü Kasım ve Nisan ortalamalarının üzerine çıkması anlamına gelir. Bir başka deyişle de artık kış kalmayacak. Uzun bir yaz mevsiminden sonra sonbahar ve sonra da ilkbahar gelecek.
Gelecekte Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim yaz, Kasım-Aralık-Ocak sonbahar, Şubat-Mart-Nisan ayları da ilkbahar havası yaşadığımız aylar olacak. Bunu görebilmek için iklim bilimci olmanıza gerek yok. İstanbul’da her ayın ortalama sıcaklıklarına bakın ve bu ortalama sıcaklıklara yüzyılın sonuna kadar artarak karşımıza çıkacak olan 5-6 derece yüksek sıcaklıkları ekleyerek bugün hangi ayları yaz hangi ayları sonbahar ve hangi ayları da ilkbahar olarak yaşayacağımızı değerlendirmemizle kıyaslayın. Siz de kış mevsiminin yok olacağını kolayca göreceksiniz.
Bundan daha önemlisi ise yüzyılın sonunda yaşayacaklarımız değil şu anda yaşadıklarımız. Dünya, bizim atmosfere karbondioksit salmamızdan dolayı ortalamada 5-6 derece ısındığında kış mevsimi ortadan kalkacak, yaz mevsimi ise dayanılmaz derecede sıcak olacak. Bu kış yaşadıklarımız da bu geleceğin bir habercisi. Nasıl mı?
- Dünya’nın her tarafı bu değişikliklerden aynı derecede etkilenmez. Dünya ortalama sıcaklığı 5-6 derece artacak demek her yer 5-6 derece ısınacak demek değildir. Ekvator bundan çok daha az ısınacak, kutuplara doğru gidildikçe ısınma daha çok artacak. Kutuplardaki ısınmanın 12-14 derece olacağı düşünülüyor.
- Aynı enlemdeki bölgelerin bile farklı oranlarda ısınması bekleniyor. Denizlere uzaklık, denizlerdeki akıntıların sıcaklığı veya soğukluğu, çevredeki bitki örtüsü gibi unsurlar ısınmanın aynı enlemlerde bile farklı olmasına neden olacak.
- Aynı noktadaki ısınma bile değişik zamanlarda aynı oranda yaşanmayacak. Nasıl ki bir seneden bir sonraki seneye ortalama hava sıcaklığı fark ediyorsa gelecekte de böylesi bir fark görülecek. Hatta bu farkın iklim değişikliği ile birlikte artması da bekleniyor. Yani seneler arasındaki ortalama sıcaklık farkları da artacak.
- Aynı noktada aynı mevsim içerisinde görülen sıcaklık farklılıkları da artarak devam edecek.
Tüm bunlar ne anlama geliyor? Bunun cevabı basit, eğer tüm insanlık olarak hayat tarzımızı acilen değiştirmezsek bu gezegen kısa sürede rahat yaşanabilecek bir gezegen olmaktan çıkacak. Yine de bu sene özellikle İstanbul’da yaşadıklarımız şu anlamlara gelmiyor:
- “Artık bir daha kış mevsimi olmayacak” diyemeyiz. Gelecekte de çok soğuk kışlar geçireceğiz. Ama sıcak kışların sayısı geçen zamanla birlikte artacak. Bugün her iki seneden biri soğuk geçerken gelecekte on belki yirmi seneden biri soğuk geçecek.
- “Bundan böyle bir daha kar yağmayacak” diyemeyiz. Gelecekte de kar yağacak, ama hem yağan karın şiddeti hem de yerde kalma süresi geçen zamanla birlikte azalacak.
- “Artık don olayları görülmeyecek” diyemeyiz. Bizi daha çok soğuk sabahlar bekliyor. Don olayları bitkilere daha da büyük hasar vermeye devam edecek, çünkü artan sıcaklıklarla bitkiler havaya daha erken aldanıp çiçek açacaklar.
Daha Şubat ayının ortasındayız, bu nedenle kış bitti demek için çok erken. Önümüzdeki günler 1987’de yaşadığımız türden yoğun bir kar yağışı getirir mi bilinmez ama bu kışın ülkemizde nispeten yağışsız geçmekte olduğunu görüyoruz. Umudumuz tabii ki kar yağması, fakat artık düzenli yağmuru da kabullenecek durumdayız diye düşünüyorum. Özellikle yağmura dayalı tarım yapan çiftçilerimizin buna çok ihtiyacı var. Gelecek yıllarda ise bu yıl yaşadıklarımız artarak devam edeceğinden artık bu etkilere uyum gösterebilmek için hazırlıklı olmamızda büyük fayda var, çünkü artık kışın sonuna geldik, bundan sonra ülkemizde sadece üç mevsim olacak.